Keyifli Bir Tower Defense: Queenchantment İnceleme

Tower Defense türü oyunları sever misiniz? Ben bayılırım. Sevdiğim bu türün güzel bir örneğinin de ülkemizden çıkmasına çok sevindim. Gelin sizi Queenchantment inceleme yazımızla baş başa bırakalım.

The Lost Tales tarafından geliştirilen bu yapımın, incelemesi yapılırken henüz erken erişim aşamasında olduğunu hatırlatalım. Okuyacağınız ve algınızda bir tık olumsuz olarak yorumlayabileceğiniz pek çok cümlenin yazılma sebebi de oyunun geliştirilmeye devam ediyor olması diyebiliriz.

Türk Oyun Sektörü Belgesel Serisi Yeni Sezonuyla Yayında

Queenchantment Nasıl Bir Oyun?

Aslında ilk oyun temalarında ‘prensesi kurtarma’ yapımlarından bir diğeri denilip geçilebilirdi. Ancak The Lost Tales burda farklı bir perspektiften bakmış. Bu defa prensesi kaçıran taraf biziz. Onu kaçırdığımız zindandan kurtarmaya gelen asilzadenin ordularıyla mücadele etmekse temel motivasyonumuz. Dalga dalga gelen düşmanları, yerleşimlerimizle yenerek son düşmanı da yenene kadar devam ediyoruz.

Slotlar ile nasıl bir savunma yapacağımız bize kalmış. Savunalım ve düşmanları savuralım yeter. İsterseniz agresif bir savunma yapabilirsiniz, isterseniz de tamamen savunmaya kapanabilirsiniz.

Oyuna oldukça güçsüz savunma yöntemleriyle başlıyoruz, ancak ilerledikçe ve kaybettikçe düşmanın ilerleyişini durdurabileceğimiz yeni özellikleri aktif edebiliyoruz ve hali hazırda bulunan yöntemlerimizi de geliştirebiliyoruz. İlginizi çekti mi? O zaman oyunun Steam sayfasına alalım sizi.

Oyunda Gözümüze Çarpan Olumlu Yönler – Queenchantment İnceleme

• Piksel tasarımın altından başarıyla kalkabilmiş geliştiriciler. Renk paleti hiç sırıtmıyor ve doğrusu oynarken pek çok piksel oyunun aksine göz yormuyor.
• Oyunun ilerleyişi fazlasıyla dengeli, ne çok kolay, ne de imkansız dalgalarla karşılaşıyorsunuz. Bir dalgaya birkaç kere mağlup olursanız, biriktirdiğiniz gelişme puanlarını kullanarak o bölümü geçme şansınızı arttırabiliyorsunuz.
• Ben tek strateji üzerinden ilerledim, ancak oyun çeşitli stratejileri deneme şansı veriyor. Bu sayede de aslında kısa süren oyunun tekrardan oynanabilirliği artıyor.
• Çoğu TW (Tower Defense) oyununun aksine burada izometrik bir harita bizi karşılamıyor. 2 boyutlu haritaysa kule savunma hissinden herhangi bir şey eksiltmemiş. Bu da artı yazar.
• Kurduğunuz taktiğin hatalı olduğunu görme şansınız oluyor, bu da tekrardan denemeyi teşvik ediyor. Aynı hatalara benim gibi tekrar tekrar düşmezseniz tabii. O zaman siniriniz bozulabilir.

Olumsuz Yönleri Yok muydu Peki?

• UI tarafında bariz bazı olumsuzluklar var. Çözülmeyecek şeyler değil elbette. Ancak ‘nereye’ tıklamanız gerektiğini anlamak zor olabiliyor. Diğer bir yandan tuş ile kontrollere alışınca gayet rahat ancak kişisel görüşüm, yalnızca fare ile de yerleşimler yapabilmek hiç fena olmazdı.
• Geliştirme ekranında yanlış geliştirmeler yapılabiliyor doğal olarak. Bu durumlarda sil baştan bütün puanları dağıtmak sinir bozucu doğrusu. Verilen puanı sağ tık ile geri alabilmek gibi özellikler hoş olurdu sanırım. Tabii benzer bir özellik belki vardır ama ben fark edememiş olabilirim. Bu da UI eksisine yazar galiba.

Tabii incelemenin başında da söylediğim gibi, oyun halen geliştiriliyor. Bence bahsettiğim bütün sorunlar kolayca aşılabilir ve oyun daha iyi bir seviyeye getirilebilir.

Peki ülkemizde geliştirilen oyunlara ve geliştiricilere en kolay nasıl destek olabilirsiniz? Oyunu beğensek de, beğenmesek de global çapta bir başarı elde etmesi adına oyunu istek listemize eklemeliyiz. Eğer oynadıysak ve beğendiysek Steam sayfasına bir inceleme notu girmek de hoş olacaktır.