Sevgili okurlarımız, “Potentia inceleme” adlı yazımıza hoş geldiniz! Yıllar yıllar önce oyuncular olarak kafamızda “Türkler neden oyun geliştirmiyor ya?” sorusu dönüp dolanıyordu. Fakat son yıllarda hepimizin bildiği gibi Türk oyun geliştiricilerinin sayısı hızlı bir şekilde artıyor. Ve gerçekten bunu görmek çok güzel. Ülkemizdeki oyuncu topluluğunun bu denli artması, oyunlar hakkında büyüklü küçüklü projelere imza atılması (Oyunlar dışında) beni gerçekten mutlu ediyor açıkçası. Elbette maddi sebeplerden ötürü bir Grand Theft Auto veya bir The Elder Scrolls kadar büyük çaplı oyun üretmemiz şimdilik zor. Fakat böyle böyle ilerledikçe bizim de dev yapımlara imza atacağımıza gönülden inanıyorum sevgili dostlar.
Bu yazımızda ise sizler için Potentia adlı Türk yapımı bir TPS oyununun demosunu inceleyeceğiz. Daha önceden Potentia hakkında ufak da olsa bir bilgi vermiştik ama bu yazımızda bu oyunu detaylı bir şekilde irdeleyeceğiz.
Potentia: Türk Yapımcılardan Dikkatleri Üstüne Çeken Oyun
Bakalım Wily Pumpkin bizlerde nasıl bir izlenim bıraktı. Baştan da belirtmek istiyorum oyun henüz demo sürümünde. Yani oyunun tam versiyonu henüz mevcut değil. O yüzden saydığım eksiler, biraz daha üzerine çalışılırsa kolaylıkla halledilebilecek şeyler. Kısacası bu oyun hala geliştiriliyor ve ben de oyunu ona göre değerlendireceğim. 4 kişinin geliştirdiği bu oyunun tam versiyonu ise 12 Şubat 2021 tarihinde oyuncuların beğenisine sunulacak. İşte karşınızda “Potentia inceleme” yazımız:
Potentia İnceleme
Hikaye
Hikayemiz gelecekte yaşanan bir soğuk savaşın yarattığı felaketi anlatıyor. Baş karakterimiz Victor ise insanlığın soyunun neredeyse tükendiği bir dünyada hayatta kalmaya çalışıyor. Şimdilik hikaye kısmında tek bildiklerimiz bu. Oyunun demo sürümünde yalnızca 10 dakikalık bir kısmı deneyimliyoruz. Galiba normalde daha uzunmuş önceden ama nedense bu süreyi kısaltmışlar. Demoda gördüğümüz kısım oyunun yalnızca bir bölümünü içermekte. O bölüm de zaten hikaye veya evren hakkında pek de bir şey vermiyor. O yüzden hikaye hakkında henüz bir şey söyleyemeyeceğim.
Arayüz
Arayüzü aslında pek beğenmedim fakat bu bir tasarım seçimidir o yüzden bunu bir eksi olarak değerlendiremeyiz. Sadece belirtmek istedim. Yeni oyun veya ayarlar kısmı fazlasıyla büyük. Biraz daha küçük olsa daha da iyi olabilirmiş ama bu haliyle de hiçbir sorunu yok. Sadeliği ise oldukça iyi. Ayrıca oyunun HUD ekranı da olabildiğince sade. Bu da güzel bir artı. Özellikle can barı bana Medal of Honor: Airborne adlı oyunu hatırlattı.
Grafikler
Grafikler gerçekten çok nefis. Oynarken hiç sırıtmıyor. Elbette karakter dizaynları biraz eksik kalıyor bu grafiklerin yanında. Ama oyunun tam sürümünde daha detaylı ve güzel görünümlü karakterler göreceğimize inanıyorum. Onun dışında oyunun atmosferi ve grafikleri çok hoşuma gitti. Atmosfer demişken, oyunun atmosferi, teması ve hatta ana karakterin tasarımı bile bana The Last of Us’ı hatırlattı. İnternette ufak bir araştırma yaptığımda benim gibi düşünen birçok oyuncu var. The Last of Us’dan baya esinlenmiş yapımcı arkadaşlar. Elbette bu esinlenme olayı abartıya kaçmadıkça güzel bir şey ama umarım oyunun devamı da böyle değildir. Açıkçası beklentim, oyunun devamında o temanın üstüne biraz daha koymaları. En azından bölüm tasarımlarında özgün birkaç şey görmek isterim. Onun dışında silah modellemeleri gayet güzel ama efektler gerçekten çok düşük kalıyor. Mesela kan ve patlama efektleri. O kadar güzel grafiklerin yanında cidden oyun deneyimini baltalıyor diyebilirim. Fakat başta de belirttiğim gibi ilerde çözülebilecek şeyler bunlar.
Sesler
Sesleri ise bir ayrı beğendim. Arkadaşlar baya oturup sesler üzerinde çalışmış. Silah sesleri, yürüme sesleri bana fazla tatmin edici geldi. Onun dışında oyunda doğal olarak Türkçe altyazı ve seslendirme var. Fakat Türkçe altyazıda bazı yazım hataları var. Mesela “Geleceğim” yerine “Gelicem” yazılmış. Bu gibi hatalar oyunu amatörleştiriyor gerçekten. Oyunun Türkçe seslendirmesi ise gerçekten başarılı. Elbette bu oyundan AAA düzeyde bir seslendirme beklemek biraz abartı olur ama bir indie yapıma göre gerçekten kaliteli. Fakat nedendir bilinmez İngilizce seslendirmeyi bir tık daha profesyonel buldum. Amma ve lakin diyaloglar bana birazcık basit geldi. Yani hikayeyi tam olarak bilmiyoruz demiştim ama şimdilik gördüğüm kadar anlatım ve karakterler arasındaki diyaloglar gerçekten fazla sırıtıyor. Birazcık daha diyaloglara ve hikaye anlatımına çalışırlarsa çok enfes bir şeyler çıkabilir ortaya.
Animasyonlar
Animasyonlar her ne kadar potansiyel barındırsa da genel olarak gerçekten çok büyük bir hamlık söz konusu. Koşma, tırmanma ve iyileştirme (Can bastığımızda karakterimizin yüzü bir anda ekşiyor ve bu çok güzel bir detay.) animasyonları dışındaki animasyonlar gerçekten çok göze batıyor. Ayrıca saydığım animasyonların da geliştirilmesi gerekiyor. Mesela koşma animasyonunun merdivenlerden inerken biraz daha değişmesi gerek. Düz yolda koşarmışçasına merdiven indiğimi görünce doğal olarak ağzımda kekremsi bir tat bıraktı. Özellikle yüz animasyonları gerçekten oyun deneyimini baltalayabiliyor. Yolculuğumuz esnasında Anna adındaki bir karakterle konuşuyoruz ama Victor konuşurken yüzü gram kıpırdamıyor ve bu canımı çok sıktı.
Dediğim gibi potansiyeli yüksek ama gördüğüm kadarıyla şimdilik Potentia animasyon konusunda sınıfta kalıyor. Umarız oyunun tam sürümünde bu sorunları çözerler. Ve evet oyunda vuruş hissiyatı yok. Tabancayla bunu fark edememem doğaldır diye ümidimi kesmedim ama pompalı tüfek bile beklentimi karşılamadı. Evet illa bir yerlerin parçalanması şart değil ama düşmanlar vuruşlarıma doğru düzgün tepki vermiyor bile. Yani duvara ateş ediyormuş hissi veriyor.
Müzikler
Müzikler gerçekten çok nefis. Gerçekten özellikle müzikler konusunda çok çalışmış Wily Pumpkin. O dünyanın atmosferini en iyi şekilde yansıtmanın yolu müziklerdir. Yapımcı arkadaşlar da bu havayı fazlasıyla vermiş.
Mekanikler
Beni en çok şaşırtan şeylerden birisi de mekanikler oldu. Ne yalan söyleyeyim mekanikler konusunda başta pek bir ümidim yoktu ama Potentia beni büyük derecede yanılttı. Bildiğimiz eşya toplama, koşma, zıplama, ateş etme mekanikleri dışında çevre etkileşimleri, sağda solda bulduğumuz notları okuma (Ki bu notlar gerçekten çok işimize yarıyor. Mesela bulduğum bir notta, “Şurada bir mermi bırakmıştım ihtiyacın varsa oraya bakabilirsin.” gibisinden şeyler yazıyordu. Gittim ve gerçekten orada mermi vardı. Bu beni mutlu etti çünkü oyunlarda sırf arka plan hikayesi olsun diye bırakılan notlardan nefret eden biriyim. İşime yarayacak, bana ipuçları verecek notlar olunca oyunun zevki o zaman benim için artıyor.) gizlilik, yakın dövüş veya nişan alırken ittirme gibi mekanikler beni şaşırtan etmenler.
Ayrıca oyunda hasar olduğumuzda karakterin düşme olayı var. Bu da bana tekrardan The Last of Us’ı hatırlattı. Yani tam sürümde daha fazla The Last of Us esintisi varsa bu çoğu oyuncuda kötü bir izlenim bırakabilir. Umduğum şey ise oyunun tam sürümünde bu mekaniklerin daha fazla artması ve özgünleşmesi. Çünkü eğer mekanikler bunlarla sınırlıysa, oyun bir noktadan sonra kendini çok tekrar edebilir.
Gizlilik
Onun dışında saydığım mekanikleri biraz açmak istiyorum sevgili oyuncular. Gizlilik gerçekten oyunun temelinde yer alan mekanik. Victor abimiz arkasından sinsi sinsi yaklaştığı düşmanlarına tek bir hamleyle gizlice yere indiriyor. Benim gibi oyunları “Hurraaa!” diye oynayan bir oyuncuysanız, Potentia oynarken afallayabilirsiniz. Çünkü karakterimiz Victor mermilere karşı pek dayanıklı değil. Evet “pata küte” dalabilirsiniz ama çok fazla zorlanırsınız. Çünkü oyun sizi sürekli gizliliğe itiyor. Dediğim gibi seçim size kalmış ister dalın ister gizli gidin ama oyun sizi yine de gizli gitmenizi istiyor. Diyelim ki dala dala gittiniz, yine de kabak gibi ortada durarak savaşmak pek de iyi bir fikir değil. Sağda solda bulunan barikatlara siper almanız lazım bu sefer de. Yani Max Payne oynar gibi bu oyunu oynarsanız biraz üzülürsünüz. Ve bu benim çok hoşuma gitti.
Ama yakın dövüş ve şu “ittirme” olayı pek güzel çalışmıyor. Yani yapımcılar her ne kadar yakın dövüşün önemli olduğunu söylese de ben oynarken pek tatmin olamadım yakın dövüşte. Hem güzel çalışmıyor hem de bahsettiğim vuruş hissi bunda da yok maalesef. Umarım bu da yakın zamanda geliştirilir.
Kontroller
Oyunu başta Dualshcok 4 ile oynadım ve biraz zorlandığımı söyleyebilirim. Oyun bariz şekilde klavye mouse için geliştirilmiş. Fakat oyunun titreşim desteği vermesi de ayrıca mutlu etti beni. Dediğim gibi zorlandım fakat klavye mouse ile oynayınca yaşadığım bütün zorluklar bir anda gitti. Onun dışında silahların tepmeleri güzel ayarlanmış fakat sanki pompalı tüfek biraz fazla tepiyor ama bunu eksi olarak sayamayız.
Yapay Zeka
Yapay zeka bir türlü tam olarak anlayamadığım bir konu oldu. Bazen çok iyi işlerken bazen de ölebiliyor yapay zeka. Mesela seslere, cesetlere, görüş alanına güzel tepki verebilen yapay zeka bazen dibinden çömelerek geçtiğimde beni göremiyorlar. Veya bazen tek tük düşmanlara ateş ettiğim halde hala olduğu yerde duruyor. Bunlar sadece bir örnek daha birçok yerde battığını görmek mümkün. Ama yiğidi öldür hakkını yeme çoğu zaman iyi çalışıyor.
Tekniksel Sıkıntılar
Gelelim tekniksel sıkıntılara. Modellemelerdeki sıkıntıları geçtim, oyunda öldüğünüzde oyun çöküyor arkadaşlar. Baya baya çöküyor ve bu bana neredeyse her defasında oldu. Çok nadiren oyun devam edebiliyor. Onun dışında ragdolların yerin altına girmesi, takılması veya düşmanlara ateş ettiğimde ayakta takılması ve ikinci atışta ölmesi tekniksel sıkıntıların başında yer alıyor. Onun dışında FPS kayıpları veya takılmalar yaşamadım. Oyun baya akıyor. Tek sıkıntı işte çökmelerin yaşanması. Dediğim gibi oyun daha demo sürümünde. Çıkınca çözüleceğine inanıyorum.
Düşman Çeşitliliği
Demoda gördüğüm kadarıyla düşman çeşitliliği oldukça iyi. Umarım oyunun tam sürümünde bu sayı iyice artar. Ayrıca düşman tipleri de fazla. Mesela normal askerler dışında elinde sopa olanlar veya ağır zırhlı pompalı tüfek kullanan tipler de bulunuyor oyunda. Az önce de belirttiğim gibi umarım bu tiplerin sayısı ve çeşitliliği de tam sürümde artar umarım.
Potentia İnceleme Notu
Gelelim Potentia inceleme notuna. Aslında bu oyuna başta puan verecektim fakat oyun hala geliştirildiği için ve demo sürecinde olduğu için puan vermeyeceğim. Tam sürümü çıktığı zaman hak ettiği puanı verebiliriz. Genel olarak bende bir ümit var gibi gözüksem de içimde büyük bir korku da beraberinde. Çünkü bu oyun 12 Şubat 2021 tarihinde çıkacak. Yani aralık ayının sonuna geldiğimize göre oyun önümüzdeki ay çıkacak ve bu kadar fazla eksikle bu oyunu önümüzdeki ay halledebilirler mi bilemiyorum. Umarım bana da bir sürpriz olur ve önümüzdeki ay oyun bu sorunlardan tamamen arınmış olarak karşımıza çıkar. Fakat dediğim gibi oyunun toparlanması için bir aydan çok fazla bir süreye ihtiyacı var. Eğer erken erişim çıkarsa orası ayrı tabi. Destek için oyunu satın alır ve gelişmeleri yakından takip ederiz. Fakat tam sürümü önümüzdeki ay çıkıyorsa gerçekten yazık olur. Eğer Potentia adlı oyunun demo sürümünü kendiniz deneyimlemek istiyorsanız buraya tıklayarak oyunun Steam mağazasına ulaşabilirsiniz. “Potentia inceleme” yazımızın sonuna geldik. Wily Pumpkin adlı ekibe, oyun sektöründeki kariyerlerinde başarılar diliyoruz. Başka inceleme yazılarında görüşmek dileğiyle efendim. Esen kalın.