Eski oyunlar hakkında hepimizin aklından atamadığı birbirinden kıymetli anlarımız var. Birçoğumuz için ise bu oyunlar yeni oyunlara göre çok daha güzel. Peki bunun sebebi ne? Gelin hep birlikte bu konu hakkında biraz konuşalım.
”Nerede o eski oyunlar?” dediğinizi duyar gibiyiz. Merak etmeyin, bu konuda hiç de yalnız değilsiniz. Bizler de dahil birçok oyuncu için eski oyunların yeri doldurulamaz. Hatta birçoğumuz günümüzde çıkan oyunlar ile geçmiş zamanlardakileri karşılaştırıp retro oyunların çok daha iyi olduğunda karar kılıyor çoğu zaman. Her geçen gün sinema kalitesine daha da yaklaşan grafikler, oynanış mekaniklerinin çeşitlenmesi ve oyunların basit bir eğlence aracı olmaktan çıkıp başlı başına bir sektör haline gelmesine karşın neden hislerimiz bizlere eski zamanların çok daha iyi olduğunu söylüyor peki?
İlk örnek olarak Tomb Raider serisini ele almak istiyorum. Serinin 1996 yılında çıkan ilk oyunu hem oyuncular hem de otoriteler tarafından çok olumlu yorumlar ile karşılanmıştı. Evet, her olayı kendi dönemi içinde değerlendirmek gerekli, fakat günümüz oyunları ile oldcshool diye tabir edebileceğimiz oyunları karşılaştıracaksak bu çerçevenin biraz dışına çıkmamız gerekiyor. Öncelikle ilk Tomb Raider oyunu çıkış yaptığı dönem için gerçekten bir başyapıttı. 3D grafiklerin başarıyla kullanımı, ekranda bizleri heyecanlandıran bir kadın karakter görmemiz, sinematiklerin kullanımı ve oyunun hikayesi bizleri heyecanlandırmak için oldukça yeterli sebeplerdi.
Ancak günümüz ile kıyaslandığında kabul etmek gerekir ki Tomb Raider şimdiki oyunların çok gerisinde. Grafikten bahsetmiyorum, 1996 yılında bu biz oyuncular için adeta bir nimet seviyesindeydi. Oynanış mekaniklerini ele alalım, Tomb Raider öyle bir oynanış mekaniğine sahipti ki oyun içinde en basit görünen eylemleri yapmak bile insana kimi zaman klavye kırdıracak kadar zor olabiliyordu. Yalnızca yön tuşları ile hareket ettirebildiğimiz karakterimizin etkinleştirmesi gereken bir kol mu var? Geçmiş olsun, o kola doğru açı ile yaklaşabilmek için kendi etrafınızda en az 3 tur atmanız gerekiyordu. Bu probleme bir de sizin kontrolünüzde olmayan kamera hareketlerini ekleyin şimdi. Nasıl ama? Artık cinnet geçirmeye bir adım daha yakınsınız.
Geçtiğimiz günlerde ben de bastıran nostalji hissine dayanamayarak serinin ilk oyununa yeniden bir göz atmak istedim ve çocukken başında saatlerimi harcadığım oyuna 40 dakika bile dayanamadığımı biraz da üzülerek fark ettim. Ama neden böyle olmuştu ki? Bu oyun hiç de hatırladığım gibi değilmiş! Serinin son oyunlarını ”eh işte, fena değil ya. Maksat Lara’yı görelim” diye oynayıp eski oyunların özlemini çeken ben şimdi o özlediğim oyuna tahammül edemedim.
Nerede O Eski Oyunlar?
Eski oyunların bizlere güzel gelme sebebi biraz da harcadığımız çaba ile alakalı kanımca. Bir düşünün, internetten bırakın oyun indirmeyi bağlanmak bile çoğu zaman hayaldi bizim jenerasyonumuz için. Bir yakınınız yada korsan yollardan elde ettiğiniz oyun CD’sinin değeri ile dijital bir kopyanın yeri haliyle çok farklı konumlarda. Dilediğiniz zaman tek tık ile milyonlarca oyuna erişiminiz yok. Dolayısıyla elinizdeki ürünü son damlasına kadar tüketmek zorundasınız.
Buradaki en önemli nokta ise sanırım nostalji hissi. ”Nerede o eski bayramlar” diyen büyüklerimiz ile aynı hislerin pençesine düştüğümüzü kabul etmek gerekiyor oyunlar konusunda. Bizler aslında eski oyunları değil, o oyunları oynarken hissettiklerimizi özlüyoruz. Yoksa hiç kimsenin karşı platforma atlamak için en az 8 kez öldüğü bir oyunu şimdikinden daha iyi bulacağını sanmıyorum. Oyunlarla yeni yeni haşır neşir olmaya başlayan bizler için bize sunulandan daha fazlasını hayal etmek imkansızdı. Bir oyunun başına geçtiğimizde hissettiğimiz merak ve heyecan duygusu sunulan imkanların artması ile doğru orantılı olarak azaldı.
Peki Ya Yeni Oyunlar?
Kabul edelim, sayılı örnekler hariç yeni oyunlar da bizlere özlem duyulacak materyaller sunmuyorlar. Birbirinin kopyası seri oyunları, yenilik katılmayan mekanikler ve oynanışı her geçen gün daha da artan grafik kalitesi kapatmakta yetersiz kalıyor. Yarım yamalak oyuncunun önüne sunulan oyunlardan bahsetmiyoruz bile. Şimdilerde bir oyunun ilk gün yaması almadan piyasaya çıkması bile neredeyse imkansız. Ancak eski oyunlara baktığımız zaman geliştiricilerin oyunu sunmak için tek bir şansları olduğunu görüyoruz. Kısacası oyunu eksiksiz bir biçimde çıkarttınız çıkarttınız, yok eğer çıkartamazsanız büyük bir ticari başarısızlık sizi bekliyor.
Eski oyunlar daha mı iyiydi sorusu tartışmaya açık bir konu kısacası. Ancak yukarıda bahsettiğim unsurlar göz önüne alındığı zaman konu oldukça dallanıp budaklanıyor. Elbette bu konunun tek bir cevabı da yok. Peki sizin için durum ne? Eski oyunlar sizin için ne ifade ediyor. Yorumlarda bizlerle paylaşabilirsiniz.
Eski oyunların bence güzel olma sebebi günümüz oyunları kendileri kasmayışı oluşudur örneğin yeni fps oyunlarında en fazla 3 silah taşıyabilirsin kafana roket gelirse tek yersin… , ama eski oyunlarda limit yok ve hikaye ile kafamızı darlamıyor.
Eski oyunlar daha iyiydi sorusunun cevabı olamaz hiç bir eleştiri öznelikten öteye geçemiyor çünkü.