Bir önceki Dünden Bugüne Half-Life Serisi yazımızda zamana damgasını vuran GoldSrc motoru ile piyasaya sürülmüş dört oyundan oluşan Half-Life dünyasına giriş yapmıştık. Bu yazımızda ise kendi alanında devrim niteliği taşıyan ve adını bir kez daha duyurmuş, Source motoru ile piyasaya sürülmüş olan Half-Life 2 yani serinin devam oyunlarından bahsedelim istedik.
Half-Life 2 ve Ek Paketler
-Half-Life 2
“Rise and shine Mr. Freeman, rise and shine..”
Devrim niteliğinde bir oyun için bizce oldukça havalı ve yerinde bir giriş. Evet bu sözü Half-Life hikayesinden yaklaşık bir on sene sonra geçen Half-Life 2 hikayesinin başında duyuyoruz, bize bir önceki hikayenin sonunda esrarengiz teklifler yapan gizemli dostumuz G-man‘dan. Son olaylardan sonra olaylar hiç de kendisinin istediği gibi gitmediği için yine kahramanımız Gordon Freeman‘a işi düşüyor.
Nihilanth‘ın ortadan kalkmasının kendisi ve ‘işverenleri’ için uygun bir fırsat olacağını düşünen G-Man‘in malesef hesaba katmadığı bir ırk daha var: Combinelar. Bilindiği üzere Nihilanth gezegenler arası geçitlerde bir kilit rol oynuyordu ve ortadan kalkmasının ardından Combine ırkına da diğer ırkları istila etmesi adına bir fırsat doğdu. İnsan ırkının bu istila karşısında boyun eğmeye de pek niyeti yoktu fakat yedi gün süren bir direnişin ardından malesef teslim olmak zorunda kaldılar. Elbette ki bütün insanlık değil. Teslim olmuş kısmın başında ise eski Black Mesa yöneticisi Dr. Wallace Breen bulunuyor. Eski Black Mesa tesisinden dostlarımız Dr. Isaac Kleiner, Eli Vance ve kendisinin sevgili kızı Alyx Vance ve bir de unutulmaması gereken Barney Calhoun, geride kalanlar için umut ışığı olmak niyetinde ayakta durmaya çalışıyor.
Fakat durumun bu şekilde yürümeyeceğini anlayan ve Combine ırkına pabuç bırakmak istemeyen G-Man, bizi hapsettiği zaman boşluğundan çıkararak bu işin son bulmasını isteyerek bizi Şehir 17‘nin kalbine, Nova Prospekt‘e giden bir trene bindirmeye çalışıyor. Tek başımıza bunu nasıl halledebiliriz derken Combine güvenlik güçlerinin kılığına girmiş dostumuz Barney ile yolumuz kesişiyor ve bizi yardım için, biraz da umudun artması amacıyla dostumuz Eli Vance’in laboratuvarına göndermek istiyor. Yolda elbette başımıza türlü belalar geliyor. Tam yakalanıyoruz derken o esnada eski dostumuz Eli Vance’in kızı Alyx Vance tarafından kurtarılıyoruz ve yine eski dostumuz Dr. Kleiner’ın evcil bir headcrab beslediği laboratuvarına gidiyoruz. Tam Eli dostumuzun Black Mesa East Tesisi’ne doğru ışınlanırken evcil headcrab dostumuz Lamar işin içine dahil oluyor ve inanılmaz şeylerden sonra ışınlana ışınlana pencerenin önüne ışınlanıyoruz 🙂
Işınlanma olayı da ters gidince yeniden yayan olarak yola devam ediyor ve Şehir 17 halkından da türlü yardımlar alıyoruz. En sonunda tesise varıyoruz ve oradaki sıcak biraz da gizli insanlarla tanışıyoruz ve o neslin zihnine kazınmış olan yerçekimi silahına kavuşuyoruz (Aslında tam adı “Sıfır Noktasal Enerji Alanı Manipülatörü” ama yine de siz bilirsiniz). Bunlardan bizi de Judith Mossman. Tam Black Mesa East‘e vardık derken Combine buraya da baskın düzenliyor ve yeniden yollarımız ayrılıyor ve bu sefer eski dostlarımız zombilerle dolu o efsane Ravenholm‘e düşüyor yolumuz. Çılgın Peder Grigori ile bu yolları da aşıyoruz ve tekrar şehre döndüğümüzde ne duyalım: Eli Vance kaçırılmış!
Eli’ın kaçırılmasını duyar duymaz Nova Prospekt yollarına düşüyoruz, türlü zorluklara katlanıyoruz sonradan bize katılan Alyx ile beraber fakat bütün bu çabaları babasının tek bir sözü boşa çıkarıyor: Beni boşver sen kendini kurtar! (Yani hemen hemen böyle bir şeyler söylüyor 🙂 ) Bunları duyduktan sonra geri dönmeye çalışırken bir de görüyoruz ki Dr. Mossman bize ihanet ediyor. Çeşitli tehditlerle dostumuz Eli’ı da alıp kaçalım derken Dr. Mossman yeniden bir oyunla Eli’ı alıp ortadan kayboluyor. Biz de geri dönelim derken çatışma sırasında aldığımız hasar ile uzunca bir zaman boşluğu sonrası Dr. Kleiner‘ın laboratuvarına dönüyoruz.
Döndüğümüzde öğrendiğimiz şey ise Combine ile ateşkes ilan edildiği. Bunu fırsat bilerek Citadel‘e dalıyoruz. İçerde kapı duvar bırakmadan ilerliyoruz derken sonradan fark ediyoruz ki aslında Dr. Breen bizi kendisine doğru tuzağa çekiyor. Yine bir iş teklifiyle karşılaşıyoruz fakat son anda Dr. Mossman kendine gelerek bizi bir seçim daha yapmaktan kurtarıyor. Dr. Breen‘i tam yakalamışken yerçekimi silahı ile bizi sersemletmeyi başarıyor fakat tekrar kendimize gelip geçitten geçip kaçmadan önce onu durdurmak için ilerlemeye devam ediyoruz. Onu durduruyoruz fakat aynı zamanda tetiklenmiş reaktörün patlamasından kaçmayı başaramıyoruz. Tam o sırada gizemli dostumuz G-Man yeniden bizi zaman boşluğuna hapsetmek için karşımıza çıkıyor.
-Half-Life 2: Episode 1
G-Man bizi hapsetmek için tekrar geliyor. Değişik bir renge bürünmüş olan eski vortigaunt dostlarımızın bizi patlamadan kurtarırken aynı anda kendisinden bir göz dağı almamızın hemen ardından enkazların altından tekrar hikayeye dahil oluyoruz. Şimdiki amacımız ise ikinci bir patlamayı geciktirmek ve bu süreç içinde elimizden geldiğince çok insanı şehirden kaçırmak. Fakat ikinci bir patlamayı geciktirmek için tekrardan reaktörün çekirdeğine doğru ilerlermemiz gerekiyor. İçeri girdikten sonra işimiz kolaylaşıyor çünkü combineların birincil hedefi olabildiğince veri ve birim kurtararak citadeli terk etmek. İlerlerken şifrelenmiş bir veriye ulaşıyoruz ve yeni amacımız bu veriyi direnişe ulaştırmak.
Patlamayı geciktirmek için uğraşıyoruz ve başarılı da oluyoruz fakat bu esnada yeni bir düşman türü ile karşılaşıyoruz: Advisorlar. Bu arkadaşlar insanı öldürerek beyinlerindeki bilgi ile besleniyorlar. Daha küçük olduğu için bu düşmandan fazla etkilenmiyoruz.
Kaleden çıktıktan sonra yeniden tanıdık bir yüz olan Barney ile karşılaşıyoruz. Onun da amacı bizimkiyle aynı: Patlama gerçekleşmeden olabildiğince çok insanı şehirden kaçırmak. Onlara yardım ederken yeniden combine engeli ile karşılaşıyoruz. Onları da atlattıktan sonra sıra bize geliyor ve trene biz de binip kaçıyoruz. Fakat kaçarken citadeldeki çekirdeğin patlamasıyla ortaya çıkan fırtına ile trenimiz malesef savruluyor.
-Half-Life 2: Episode 2
Trenimizin savrulduğu yerde bizi kurtaran kişi nasıl dışarı çıktığını anlayamadığımız yerçekimi silahı ile Alyx Vance oluyor. Çekirdeğin patlamasından sonra yolumuzun uzayacağını anladığımızda bir verici bularak White Forest üssüne haber yollamak istiyoruz. Elimizdeki şifreli veri paketi de var tabi. Bu yolda ilerlerken Alyx, yeni ortaya çıkmış bir tür olan hunterlar tarafından ağır bir yara alıyor ve biz de ufak bir enkaz altında kalıyoruz. Enkaz altında çaresiz beklerken bir vortigaunt arkadaşımız bizi kurtarıyor ve Alyx’i eski bir madene diğer akrabalarının yanına götürüyor, biz de uzun yoldan acid-lionlar ile yakın temas kurarak ilerliyoruz. Yanlarına vardığımızda ise larvaların özünü alıp vortigauntlar aracılığı ile Alyx‘i iyileştirirken bu esnada arkadaşlar G-Man’e mani olamıyorlar ve yeniden o gizemli konuşmalardan birini yapıyoruz. Bu seferki anlaşması ise Alyx ile alakalı. Onu sağ salim bir şekilde White Forest‘a götürmemizi istiyor. Babasına iletmesini istediği söz ise yine önceki bir oyuna gönderme:
“Prepare for unforeseen consequences”/”Beklenmedik sonuçlar için hazırlan”
Bu önemli sahne de yaşandıktan sonra yeniden White Forest‘ın yolunu tutuyoruz. Yolda Combineların da bizimle birlikte kuzeye, White Forest’a doğru ilerlediğini görüyoruz. Acele ile White Forest’a vardığımızda Dr. Arne Magnusson‘un, yörüngeye girdiğinde yeni bir geçidin açılmasını engelleyecek olan uydusunu görüyoruz. Combine ırkı geçitleri kapandığı zaman kendilerini zorlayacak yeni bir geçit teknolojisi arayışına girmek istemediğinden roketi imha adına üsse saldırı düzenliyor. Hiç bir iş kolay değil tabi.
İlk saldırıyı def ettikten sonra elimizdeki şifreli veri paketine geliyor sıra. Veri paketinin içindeki gizli bilgi Dr. Mossman‘dan. Aperture Science adlı rakip tesisin seneler önce bir geçit teknolojisi içeren bir kaza ile ortadan kaybolan gemisi Borealis‘i bulduğunu söylüyor. Dostumuz Eli geminin combineların eline geçmemesi için yok edilmesini isterken Dr. Kleiner onlara karşı kullanmak istiyor. Bu esnada Alyx’in ağzından o emanet sözler dökülüyor ve şaşkınlıklar eşliğinde yeni bir combine saldırısına karşı ilerliyoruz. Ellerindeki tüm gücü kullanmalarına rağmen elbette Gordon -ya da bu durumda biz- yine her şeyin üstesinden geliyor. Roketi fırlatıp işe yaradığını gördükten sonra Borealis’e doğru yola çıkalım derken advisorların saldırısına uğruyoruz ve maalesef Eli Vance’i Alyx’in gözyaşları eşliğinde uğurlayarak Valve ile uzun süren bir bekleyişe giriyoruz.
Evet bu yazımızda da serinin tadını damağımızda bırakan ve hikayesini yıllarca beklediğimiz Half-Life 2 serisi ve ek paketlerini anlatmış olduk. Siz de takıldığınız veya unutulduğunu düşündüğünüz noktaları yorumlarda bizimle paylaşabilirsiniz.