Türk yapımı sıra tabanlı RPG strateji oyunu Angelic demo sürümünü SaveButonu olarak deneme fırsatı elde ettik. Karşımıza henüz oldukça erken aşamalarda bile çok şey vadeden bir yapım çıkması bizi heyecanlandırdı, detaylar yazımızda.
Dilerseniz öncelikle Angelic‘in resmi tanıtım videosunu izleyelim:
Angelic henüz piyasaya çıkmamış olmasına rağmen sıra tabanlı strateji, rol yapma ve third person ögelerini bir araya getirmeye çalışmasıyla heyecan yaratacak bir oyun. Sıra tabanlı strateji oyunları hepimizin bildiği üzere oyun pazarında çok büyük yere sahip bir kategori değil. Ancak bu oyunların yine de azımsanamayacak bir kitlesi var, özellikle XCOM, Wasteland gibi serilere saatlerini veren oyuncular Angelic’in bu sektöre getirdiği yeni anlayışı takdir edecektir. Angelic neleri mi farklı yaptı? Gelin Angelic demo sürümünü birlikte inceleyelim.
Angelic’in Hikayesi
Devletlerin yıkıldığı, şirketlerin her şeyin kontrolünde olduğu uzak ve karanlık bir gelecekte geçen oyunda, Angelicon adlı bir şirket bir üst-insan ırkı yaratmak üzere çalışmalar yapıyor. Bu çalışmaların sonucunda başarılı olan şirket neo-human adı verilen yeni bir insan ırkı elde ediyor. Neo-human’lar bir noktada kendilerini normal insanlardan daha yüce görmeye başlıyor ve kendileri hüküm sürüyorlar. Kendilerine “transcended”, yani “yükselmiş” ya da “ermiş”ler olarak hitap eden bu yeni ırk, ilk neo-human’lardan biri olan Iset Ana’yı kendilerine önder edinmiş. İşte bu Iset the Mother ya da bizim çevirimizle Iset Ana, Phoenix öldürüldükten sonra onu “transcended”lar arasına katarak yeniden canlandırıyor.
İnsanlar ve neo-human’ların yanında oyunda karşımıza çıkacak üçüncü ırk ise enfekte olmuş Infested ırkı. Infested ırkı çevrelerinde bulunan canlıları da enfekte ederek onları öldürebiliyor. Tabi neo-human ırkı enfekte olma özelliğine sahip olmadığından bu saldırılara karşı korunmuş durumda.
Angelic’te Phoenix adında bir ana karakterimiz var ancak savaş alanına inerken yanımızda farklı karakterler de almamız gerekiyor. Bu karakterlerin Phoenix ile bazen uzaktan bazen de oldukça yakından ilişkileri bulunuyor. Iset the Mother, ilk neo-human olmanın yanı sıra bizim kurtarıcımız ve yaratıcımız, Phoenix’in gerçek gücünü bir tek o biliyor. Daeva, en yakın arkadaşımızı, sevgilimizi ve bizi öldüren güçlü bir neo-human, ancak bunu neden yaptığını hikaye ilerledikçe öğreneceğiz, Daeva ekibimizin güçlü karakterlerinden biri. Odile the Black Swan, Seliné “Nightingale” Vivarri, Zarya “Aurora” Mólnija ve Rumbrogon ekibimize başlangıçta katabildiğimiz diğer karakterler. Her bir karakterin kendi arka plan hikayeleri var ve bölümler ilerledikçe gemimiz Osiris’te karakterler ile etkileşim kurarak hikayenin de detaylarını öğrenebiliyoruz. Düşmanlarımız ise insanlar. Çeşitli silahlar ve robotik askerlerle bize karşılık veren insanlığa karşı savaşmamız gerekiyor. Ancak aslında gerçek tehdit asla tahmin edemeyeceğimiz bir yerden geliyor…
Angelic’in Oynanışı
Oyunun arka plan hikayesini kısaca anlattık. Peki gelelim bu hikayenin önemine ve oynanışa katkısına. Basit bir sıra tabanlı strateji olmanın ötesine geçmek isteyen Angelic, bu hikayeyi oyuna oldukça detaylı bir şekilde entegre etmeyi planlıyor. Yapımcı firma Metaverse‘ün dediği gibi bu oyunun yarısı savaş alanında geçiyorsa geri kalan yarısı da gemimizde geçecek. Demo sürümünde deneyimlediğimiz kadarıyla gemide diğer karakterlerle konuşabiliyor, silahlarımızı geliştirebiliyor, görünüşümüzü değiştirebiliyor ve yeni görevler alabiliyoruz. Görevler sırasında vermemiz gereken çeşitli kararlar var. Üstelik bunların hepsi oyunun “tepeden bakış” kamerasından farklı bir şekilde gerçekleşiyor. Sadece savaşlar sırasında izometrik bir kamera ile oynadığımız oyun, gemiye döndüğümüzde 3. kişi kamerasına geçiyor. Bunun yanında verdiğimiz kararlarda birbiriyle anlaşamayan neo-human’lar, insanları enfekte edebilen Infested’lar ve iki ırkla da sorunları olan insanları düşünmemiz gerekiyor çünkü kararlar bazılarını mutlu ederken bazılarını mutsuz edebiliyor. Yani savaşlardan arta kalan sürede gemimizdeki ekibimizle ilgilenmemiz ve hikayeyi ilerletmemiz gerekiyor.
Savaşlarda ise klasik bir sıra tabanlı strateji oyunu görüyoruz. Görüntü kalitesinin güzelliğinin yanında karakter modelleri de oldukça başarılı duruyor savaş esnasında. Sıralar halinde ilerleyen oyunda öncelikle askerlerimizi alana sürüyoruz, ardından aynısını düşmanımız yapıyor. Her karakter savaşa gönderilmek için belirli bir enerji kullanıyor, bunun için ilk turda arenaya göndereceğimiz karakterleri iyi seçmemiz şart, karakterleri haritaya yerleştirirken de elimizdeki karakterlerin sınıflarına dikkat etmemiz gerekiyor. Tank karakterleri düşmanlara yakın konumlara gönderirken, şifacı ve uzun menzilli silah kullanan karakterlerimizi arka saflara yerleştirmeliyiz. Yerleştirme faslının ardından da sıramız içerisinde haritadaki tüm karakterlerimizi kullanıyoruz. Sıramız dahilinde karakterlerimizi hareket ettirebilir, can basabilir, atak yapabilir veya karakterlerimizin çeşitli farklı özelliklerini kullanabiliriz. Her karakterin 2 farklı temel özelliği ve bir de “ulti” olarak nitelendirilebilecek özelliği var. Bunları doğru stratejilerle kullanıp bölümleri geçmemiz ve takımımızı her geçtiğimiz bölümde gerekli eklemelerle güçlendirmemiz gerekiyor.
Kısa anlatımımızın ardından Angelic demo resmi oynanış videosunu da izlemek isterseniz aşağıdaki videoya tıklayabilirsiniz:
https://www.youtube.com/watch?v=pP4dPFasAWY&ab_channel=AngelicTheGame
Eleştirilerimiz
Angelic demo sürümünü oynarken karşılaştığımız iki teknik sorun, ara sahnelerdeki donma (ki firma bunun demoda gerçekleşebilecek bir sorun olduğunu belirtmiş) ve oyunun bir kez çökmesi oldu. Tam sürümüyle piyasaya sürüldüğü iddia edilen oyunlarda bile ne kadar sorunla karşılaştığımız ortadayken, henüz erken erişim demosunda olan bir oyuna bu konuda yüklenmek haksızlık olur. Karakter seslendirmeleri, aksanlar, arka plan hikayesi harika olsa da tek gözümüze batan kendi karakterimiz Phoenix’in biraz sığ konuşması oldu. Diğer karakterler aksanları ve tonlamalarıyla hikayeye bizi başarıyla dahil ederken, Phoenix bazı noktalarda biraz klişe ve tepkisiz kalıyor. Ölüp yeniden dirilmiş ve nerede olduğunu bilmeyen bir karakterden biraz daha fazla korku veya sinir bekleyebiliriz.
Metaverse Hakkında
Metaverse, tam ismiyle Metaverse Game Studios, başında Erkan Bayol‘un bulunduğu, tecrübeli isimlerden oluşan, genç ancak hırslı, gelecek vadeden bağımsız bir oyun firması. Ekip içerisinde League of Legends ve Warface gibi online oyunların yanı sıra, Metro Exodus, Far Cry ve Halo 3 gibi büyük yapımlarda yer almış değerli üyeler var. Metaverse Game Studios’un amacı “bir Türk oyunu” çıkarmak değil, firma global olarak başarılı projeler yaratmanın peşinde ve stüdyo Florida’da bulunuyor. Oyunun kendi sitesi veya Steam sayfası üzerinden duyuruları takip edebilir ve destek verebilirsiniz.
Metaverse Game Studios’a, 1 yıllık emek sonucu ortaya çıkan bu erken aşama demo’sunu oynama fırsatı verdikleri için teşekkür ederiz. Oyunun tamamlanmış halini oynamak için oldukça heyecanlıyız.