5G zararları işlenirken objektif bir kaynaktan bilgi edinmek oldukça önemlidir. Bu yüzden sitemizde konuyu işlemek istedik.
Sonuçta ne kuşkucu gözler için rahatsız edici dev bir yayın kuruluşuyuz, ne de sitemiz komplo teorileri işleyen ve bunları destekleyen bir alan. Elimizden geldiğince çok veriye yer vererek bu yeni telekomünikasyon teknolojisi hakkında bir yazı oluşturacağız. Öncelikle eğer 5G’nin ne olduğunu bilmiyorsanız, aşağıdaki yazımız ile öğrenebilirsiniz.
5G Nedir ve Neleri Değiştiriyor
5G Zararlı mı?
Zararlarını yazmaya başlamadan, zararlı mı yoksa değil mi sorusuna bir yanıt vermek gerekiyor. Sağlıksal açıdan çoğu teknoloji gibi bu iletişim teknolojisi de zararlıdır evet. Daha önce pek çok kez baz istasyonlarının yaydığı radyasyon sebebiyle toplu kanser vakalarının oluştuğunu görmüştük. Bu teknolojiye özel de baz istasyonları olacak ve yanlış konumlandırma gibi sebepler böyle sonuçlar yaratabilecek.
Yani evet, bu yeniliğin de sağlığımızı kötü etkileyebileceğini söylememiz mümkün. Peki o zaman, yarattığı tüm sorunları ele alalım mı?
5G Zararları
Bu noktada komplo teorileri farklı başlıklara yoğunlaşmış durumda. Çoğu teori teknolojinin bağışıklık sistemimizi olumsuz etkilediğini savunuyor. Bazıları ise daha uç iddialara sahip. Örnek vermek gerekirse; baz istasyonlarının homoseksüellik yaydığını söyleyenler ya da bu istasyonların zihinlerimizi kontrol etmek amaçlı kullanıldığını düşünen komplo teorileri var. Hatta buna benzer düşüncelere hemfikir olan insanların sayısı da hiç az değil, özellikle İngiltere’de daha önce bir grup insanın trafo ve baz istasyonuna saldırdığı bilinmekte.
Elbette sorgulamak ve tüketmemiz için verilen şeylere kuşku ile bakmak oldukça doğru bir yaklaşım. Fakat bunlarla birlikte medya okuryazarlığı oldukça önemli. Çünkü bu tip verilere inanırken yaşanan asıl sorun genellikle kaynağa yönelik soru yöneltilmemesi ve araştırma yapılmaması oluyor.
Şu an yukarıda bahsettiğimiz iddiaları doğrulayacak resmi bir açıklama ya da bilimsel bir araştırma söz konusu değil. Yani 5G teknolojisinin büyük zararları olduğu bilimsel verilerle kanıtlanmış durumda değil.
Fakat önceki başlıkta da belirttiğimiz gibi, diğer bütün teknolojik aygıt ve donanımlar gibi bu yeniliğin de yarattığı problemler var. Bunları da göz ardı etmemek oldukça önemli. Örneğin, bu yenilik bizlere aşırı yüksek indirme ve yükleme hızları sağlıyor, bu dolaylı yoldan ekran bağımlılığımızı da arttıracak bir gelişme. Farklı bir açıdan kapsama alanı sebebiyle radyasyonu daha geniş bir alana yayıyor olabileceği ile ilgili de çalışmalar mevcut.
Diğer bir yandan sosyokültürel açıdan da ortaya büyük bir sorun çıkmakta. Daha önce 4.5G ülkemize girdiğinde, İstanbul ve Ankara gibi nüfusu yüksek şehirlerde birçok istasyon kuruldu ve hizmete başlandı. Fakat yurdumuzun ücra köşelerinde hala telefonlar çekmiyor. Bu yeni telekomünikasyon sistemi de geldiğinde aynı şeyin yaşanacağını kolaylıkla tahmin edebiliriz. Ee bu bir noktada ülkede yaşayan insanlar arasında bazı uçurumlar da yaratıyor elbette. Örneğin köyde yaşayan bir çocuk eğitimsel ve kültürel faaliyetlere internet üzerinden daha zor koşullarda dahil olurken (ya da hiç dahil olamazken) kentli çocuk oldukça yüksek indirme hızlarına sahip. Bu eğitimde fırsat eşitliği konusunu zora sokmakla kalmıyor, hayatta fırsatların da arasına uçurumlar koyuyor.
Özellikle sosyokültürel alandaki zararlarından çok güzel bahsetmişsiniz. Bazı komplo teorileri o kadar ileriye gidiyor ki COVID-19’un 5G baz istasyonlarından yayıldığını söylüyor. İtalya’da virüs patladığında ilk gösterilen hedef yine baz istasyonları olmuştu. Türkiye’ye ilk geldiğinde de Hatay’da gizlice bir baz istasyonu kurulduğunu öne sürmüşlerdi. Sular çok bulanık ancak ben indirmeyi günlerce bekleyip kanser olacağıma baz istasyonu yüzünden olmayı tercih ederim. Teknolojiden korkanın geleceği olmaz 🙂
Ben de güzel yorumunuz için teşekkür ederim. Evet bahsettiğiniz gibi, konu komplo teorileri olduğunda önünü kesebilmek çok zor.
Bir tane film vardı o geldi aklıma da adı aklıma gelmedi şu an. Bir anda telefonlardan millet aklını kaybedip zombilere falan dönüşüyordu. Sonra her gün güncelleme geliyordu bunlara.
Komplo teorisyenleri herhalde teknolojinin böyle bir şey ile sonuçlanacağını düşünüyorlar. Tamam da senin şu anda yaşamını sürdürmendeki en büyük etken teknoloji zaten? Yani aşırı bir paradoks var burada. Aptallığından dolayı doğal seçilimle çoktan yeryüzünden silinmen gerekirken teknoloji sayesinde varlığını sürdürüyorsun şu anda. Teknolojinin neyini inkar ediyorsun hala? Ben böyle insanları cidden anlayamıyorum. İnsanoğlu meraklı bir canlıdır. Merak da icatları beraberinde getirir. Olası bir kıyamet senaryosunda zaten insanoğlu yine ilk zamanlardaki gibi fizyolojik ihtiyaçlarına yönelecekler zaten. Eğer bunu şu anda istiyorlarsa bu arkadaşlar kendilerini teknolojiden soyutlayıp ücra bir mağarada yaşamlarına toplayıcılık ya da avcılıkla devam etsinler. Teknolojinin sunduğu olanaklardan faydalanıp teknolojiyi kötülemek de yani kusura bakmayın da mantığıma sığdırabildiğim bir şey değil.