Immortals of Aveum İnceleme: Nasıl Diye Sorma, Büyü İşte!

İşte burada kendisiyle ilgili neredeyse hiçbir ilginç noktanın olmadığı kahramanımız Jak devreye giriyor.

Gezegenin ortasındaki devasa yarığın hemen üzerinde kurulmuş köhne bir kasabada hırsızlık yapan Jak, oyunun ilk dakikalarında sadece gezegenin en kudretli büyücülerinde bulunan güçlere sahip olduğunu öğreniyor.

Öyle ki Jak gibi “Triarch, ya da Child of the Lakes veya Unforeseen” olarak adlandırılan güçlü savaş büyücüleri Aveum’un kurtuluşu olabilir.

Emir altına girmekten hiç hazzetmeyen ve Aveum’un sıkıntılarıyla hiçbir zaman da bağ kuramamış olan Jak, kendisini bir anda eşsiz güçlerini kontrol etmeyi öğrenmeye çalışırken buluyor.

Özetle Immortals of Aveum belki de daha önce yüzlerce kez izlediğimiz kahramanın öyküsünü anlatmayı tercih ediyor.

Etliye sütlüye dokunmayan hikayesinde sizi çok şaşırtacak sürprizler ya da unutulmayacak anlar yok. Fakat oyunun neyi hedeflediğini anladığınızda Immortals of Aveum’un hikayesindeki bu eksikliği kabullenmeye başlıyorsunuz.

Bu kabullenme sürecini de oyunun akıcı ve tutarlı oynanış sistemi destekliyor. Sistemin en büyük parçası da oyunun büyülü nişancı formülü elbette.

Immortals of Aveum’un Savaş Formülleri Aslında Tanıdık

Immortals of Aveum resmettiği diyarın tarihini sık sık anlatmak için oldukça hevesli. Özellikle Gina Torres’in performansı sayesinde “burada belki de ciddiye alınabilecek bir hikaye var” diye düşünebilirsiniz.

Fakat Aveum diyarıyla olan münasebetimiz etraftaki kutulara ateş etmekten öteye geçemiyor. Oyunun akıcı dövüş mekanikleri diyarın kayalıklarının üzerinden zıpladığınız, dağ yamaçlarında koştuğunuz ve ışınlandığınız formüllere de sahip değil.

Aveum ile olan bir diğer etkileşiminiz ise Unreal Engine 5 ile hayat bulan güzelliğini takdir etmek olacak. Diyar çoğu zaman düşmanların rastgele yerlerinde belirdiği, turuncu renk paletiyle tasarlanmış süslü bir savaş arenasına dönüyor.

Ezcümle, Immortals of Aveum tüfekler yerine üç adet farklı büyü ile ateş ettiğiniz bir Wolfenstein, Doom ya da Rage gibi. Her ne kadar dünya tasviri Forspoken gibi güncel bir örneği andırsa da kesinlikle daha az hareket ettiğiniz ve ateş etmeye odaklandığınız bir oyun sizi bekliyor.

Pompalı Büyü ve Hafif Makineli Büyü

Burada da oyunun asıl alametifarikası olan büyü mekaniklerinden söz etmek gerek. Oyunun eşsiz satış noktası olarak resmedilen büyülü savaş formülü çoğu zaman iyi çalışan ve bizden geçer not almayı başaran yegane yönü oldu.

Aveum diyarında büyünün üç farklı renge ayrıldığını belirtelim. Mavi, yeşil ve kırmızı olmak üzere gruplanan üç büyü grubunun hepsi kendine ait özelliklere sahip. Ancak ana karakterimiz Jak bir Triarch olduğun büyünün tüm renklerine hükmedebiliyor. Peki bu oynanış içerisinde ne anlama geliyor?

Tek bir hamleyle savaş esnasında değiştirebildiğiniz büyü güçleri aslında çok iyi cilalanmış birer pompalı, uzun namlulu ve hafif makineli tüfekten oluşuyor. Burada Ascendant Studios’un bünyesinde daha önce Call of Duty’de çalışan isimlerin yer olduğunu belirtmekte fayda var.

Çünkü oyunun savaş mekaniklerindeki akıcılık, ekibin Call of Duty oyunlarındaki mesaisinden kaynaklanıyor olmalı. Bu aşinalık sayesinde Immortals of Aveum’un büyülü mekanikleri uzun bir süre sizi oyunda tutmayı başarıyor.

Ancak bu aşinalığın zaman zaman çok fazla olduğunu da belirtelim. Çünkü Immortals of Aveum’un eşsiz yönü olması gereken büyülü-nişancı (magic shooter) element, aslında çok bariz bir tüfek halkasından oluşuyor.

Burada oyun boyu felçli gibi ekranınızda duran Jak’ın sağ eli yerine hafif makineli tüfek hayal edebilirsiniz. Hatta iyi cilalanmış herhangi bir FPS oyununda büyü atan bu elleri bir “skin” olarak da düşünebilirsiniz.

Öyle ki bir mod aracılığıyla Jak’ın elleri yerine çeşitli silahlar koysaydınız, ateş etme efektleri ve vuruş hissi noktasında hiçbir noktayı yadırgamazdınız. Çünkü oyunun çatışma formülleri gerçekten de canlı animasyonlar ve ışıl ışıl partiküllerle süslenmiş üç farklı silahtan ibaret.

Bunun üzerine Immortals of Aveum karşınıza çıkaracağı pek çok düşmanı da henüz ilk dakikalardan gösteriyor. Yani henüz ilk saatlerden oyunun geri kalanında sizi neyin beklediğini biliyorsunuz.

Tüm bunlara rağmen Immortals of Aveum’u vasat bir oyun olmaktan ileriye iten yegane unsur ise aksiyonunda yatıyor. Her ne kadar oyunun büyülü mekanikleri sizi çok şaşırtacak olmasa da ortada gayet başarılı ve bir o kadar da rengarenk bir aksiyon formülü var.

Rengarenk Aksiyon

Son dönemde AAA kategorisinde bütün oyunlarda gördüğümüz gibi Immortals of Aveum a üretim, karakter gelişimi ve beceri ağacı gibi elementlere yer veriyor. Özellikle beceri geliştirme tarafında yaptığınız ilerlemeler oynanış esnasında gözle görülür değişimler sağlıyor.

Özellikle büyü kristalleri ile doldurduğumuz büyü barı birbirinden havalı süper güçler kullanmanıza fırsat tanıyor. Yerden kayalar çıkarmak ve düşmanı kağıt gibi atan çeşitli güçler dövüş formülü için elzem olmuş.

Eğer beceri geliştirme sistemiyle beraber bu özel güçler olmasaymış, Immortals of Aveum’un aksiyon yönü iyice çorak kalabilirmiş.

Diğer taraftan üretim sisteminin gerekliliğini de sorgulamamak elde değil. Çünkü günün sonunda üzerinizdeki hiçbir ekipmanı değiştirmediğinizde bile savaş esnasında başınızın çaresine bakabiliyorsunuz.

Çünkü düşmanların ne yapacağını çok iyi şekilde biliyor ve “siz ne yaparsanız yapın, size rastgele vurup hasar verdiklerini” fark ediyorsunuz. Her ne kadar çatışma esnasında fark etmeseniz ve kalkanınızı ya da sol elinizdeki kırbacı iyi kullansanız da, bir şekilde arkanızda beliren düşman size vurmayı başarıyor.

Bunun Immortals of Aveum’un zaman zaman zorlayıcı olması için atılan bir adım olduğuna şüphe yok. Tekrara düşmeye çok müsait olan oynanış bir de kolay olsaydı, oyunun aksiyonu için bu kadar olumlu konuşmak mümkün olmayabilirdi.

Dolayısıyla küçük günahlarına rağmen Immortals of Aveum’un akıcı ve ışıl ışıl görünen büyü aksiyonu, oyunda kalmamı sağlayan yegane şey oldu.

Nasıl Diye Sormayın, Büyü İşte!

Aveum’un birbirinden etkileyici görünen savaş alanlarında düşmanı yeşil kürelerle önce yavaşlatmak, akabinde pompalı tüfekten bir farkı olmayan kırmızı büyüyle devirmek hep çalışıyor.

Örneğin Jak’ın sol elindeki kırbacı sadece düşmanı kendinize çekmek için değil, temas ettiği anda patlamalar yaratması için de geliştirebiliyorsunuz.

Büyülü nişancı formülünü geliştirmek için atılan tüm bu adımların elbette hepsi olumlu değil. Ancak Ascendant Studios’un doğal olarak en yoğun mesaiyi burada harcadığını anlıyorsunuz.

Ve tüm düşman çeşitlerini ezberledikten ve kimi nasıl etkisiz hale getireceğinizi de öğrendikten sonra geriye sadece ekranınızı gökkuşağını boyayacak büyüleri ateşlemek kalıyor.

Özellikle oyunlarda tüfeklerden ve kurşun seslerinden sıkıldıktan sonra yapmak çok daha şahane oldu. Bu da Immortals of Aveum’un “düşünmeyi bırak ve ateş et” formülünü büyüleyici bir şekilde başarmasında yatıyor.

Elbette oyunun herhangi bir noktasında inanılmaz inovasyonlar yok. Hatta bugüne dek gördüğümüz ortalama her AAA yapımdaki unsurlar ve cila seviyesi Immortals of Aveum’da da var. Özellikle “sıkıcı ve hiç heyecanlandırmayan klişe Hollywood öyküsü” bu oyunda gözünüze daha çok sokuluyor.

Fakat birçok emsalinin aksine Immortals of Aveum, makineli tüfek ile ateş etme hissini büyü yapan eller ile değiştirerek beni kendine bağlamayı başardı. Yine de buradan bir adım öteye dahi gidemedi.

Immortals of Aveum İnceleme – Son Söz

Şalteri kapatıp ateş ettiğiniz birinci kişi nişancı oyunları herkesin oynanış yolculuğunda rast geldiği yapımlardır. Neredeyse hiçbirimiz bu oyunlara bayılmayız. Ancak bazen salt ateş etmenin verdiği keyif, bazen silahların gerçekçi tasarımları, bazen de nispeten sürükleyici bir öykü sayesinde bu oyunların da bir albenisi olur.

Immortals of Aveum’da ise gerçekçi silahlar, yere düşen kovan sesleri ya da unutmayacağınız bir hikaye yok. Uzaktan bakıldığında şahane görünen yanları da çoğu zaman ortalama düzeyde kalıyor. Ancak tüm bunlara rağmen Unreal Engine 5 ile hayat bulan Aveum diyarında çatışmaktan ve büyü ahengiyle kötücüllere demokrasi getirmekten sıkılmayacaksınız. En azından bir süre…

Oyundan çıktığınız anda unutacağınız hikayesi ve hemen tekrara düşen aksiyonuna rağmen büyülü nişancı formülü bir şekilde çalışıyor.  Neden diye sormayın, büyü işte…